Ankara etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ankara etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Dönerci Mehmet Usta - Ankara


    " Şehrin en iyi dönercisi " sloganıyla yola çıkan Balgat'taki Dönerci Mehmet Usta'dayız. 1995 yılında bu işe başlayan usta, günümüzde 14 şubesi ile sadece et döner yaparak, yiyecek- içecek sektöründeki yolculuğuna devam ediyor.


Yaklaşık 1 yıl önce açılan mekan, oldukça temiz ve özenle dizayn edilmiş.


Döner öncesi  masanız ikramlar ile donatılıyor.

Mevsim salata, sumaklı soğan salatası, patates kızartması, turşu ve soğan kebabı ikramlar arasında.


Soğan kebabı fırından yeni çıkmış olarak, çömlekte masanıza geliyor.


Menüde sadece et döner var. 120 veya 180 gr olarak sipariş verebiliyorsunuz. Benim siparişim 120 gr. Döner orta yağlı ve lezzetli. 

 
Yayık Ayran

İçecek olarak yayık ayran veya kaplı ayran tercih edebiliyorsunuz. Beni tercihim yayık  ayrandan yana oldu.


Döner yanında gelen lavaşlar da kendi üretimleri. Sıcak sıcak servis ediliyor.


İrmik Helvası
Burası ikramlar konusunda oldukça cömert. Yemek sonrası sütlü irmik helvası, yerfıstığı ve semaverde çay ikram.



Yorum: Lezzet yerinde, mekan temiz. Arzu ederseniz döner öncesi çorba da var. Ancak fiyata dahil değil. Mekan Cuma günleri öğleden sonra hizmet veriyor.

Fiyat: 120 gr et döner 23 TL. Yayık ayran 3.5 TL.
  
Adres: Balgat Ziyabey Caddesi 45/A  Balgat/ Ankara

Tel : 05320693792

Devamı

Kürek Pide - Ankara

 
     Balgat Ziyabey Caddesi'ndeki Kürek Pide, Karadeniz pidesi hasreti çekenlerin özlemini dindirecektir diye düşünüyorum. Yaklaşık bir yıldır hizmet veren mekan sadece Karadeniz pidesi yapıyor. Menü oldukça sade. Karadeniz pidesi çeşitleri ve Laz böreği var. Mekanın bir özelliği de yaklaşık 30 şehirden getirttirdikleri gazozları pidenin yanında sunmaları.
 

İşletme sahibi Karadenizli olunca pide için kullanılan tereyağı, et ve benzeri ürünlerin Giresun'dan  geliyor olması bizi şaşırtmadı.


Pide öncesi mısır ekmeği, köy tereyağı, turşu kavurması, salata ikram olarak masanıza geliyor.


Yuvarlak Köy Peynirli Pide ( Sürmene)
 
 Dört peynirli pide içinde kolat, imansız, tel ve dil peyniri var. Dört peynirin kullanılması lezzeti zirveye taşımış.  Peynirin sünmesi süper. Pidenin kenarındaki halkanın kalın olması sizi yanıltmasın. Hamuru ince. Kenar hamurundan kopartıp yumurtaya banarak yemek çok keyifli.

 
Kapalı  Kavurmalı Pide
 
 İnce hamur arasında Giresun'dan gelen kavurma var. Pide piştikten sonra kapağı kesiliyor ve içine ayrıca tereyağı ilave ediliyor. Söz konusu Karadeniz pidesi olunca bol tereyağı kullanılması normal bir durum.


 
Karışık Pide ( Espiye)
 
Bence mekanın imzası gibi bu pide. Espiye pidesi, pastırma, kuşbaşı, sucuk ve kaşar peynirinden yapılıyor.


Yuvarlak Kavurmalı Yumurtalı Pide

Bu da diğerleri gibi çok lezzetli. Tüm pidelerin hamuru aynı. Yöresine göre kapalı ya da açık yapılıyor ve kullanılan malzeme değişkenlik gösteriyor.

 
Bu kadar lezzetli pidenin üstüne tatlı yemek mümkün olmadı. Ancak Laz böreğinin de pideler kadar iyi olduğunu deneyen arkadaşlar söylediler.
 
İçerikteki tüm fotoğrafları sevgili @ankaraetkinlik Ayşegül çekti. Kendisine teşekkür ederim.

Yorum: Lezzet yerinde, fiyatlar uygun, mekan temiz. Porsiyonlar oldukça doyurucu.
 

Fiyat: Pideler 19-27 TL aralığında.
 
 
Adres: Balgat Ziyabey Caddesi No: 59/A Balgat/ Ankara
 

Tel : 0312 2855155
 
 
Devamı

Zamane Kahvesi - Ankara


  "Gönül sohbet ister, kahve bahane" sözüyle yola çıkan Zamane Kahvesi 2010 yılında Ankara Çukurambar'da ilk şubesini açmıştı. Ancak bir süre sonra kapandı. 2016 yılında aynı yerinde Pelit Pastaneleri bünyesinde yeniden hizmet vermeye başladı. 

   Son yılların trend kahve zinciri anlayışına farklı bir soluk getirmeyi hedefleyen Zamane Kahvesi mekansal tasarım özelliklerini, geleneksel kültürümüzün yaygın bir özelliği olan kahvehanelerden esinlenerek oluşturmuş. Beyaz, mavi, kırmızı renklerin hakim olduğu ve ahşap malzemelerle dekore edilen mekan oldukça sıcak ve samimi bir atmosfere sahip.

   Zamane Kahvesini sadece cafe olarak tanımlamak biraz haksızlık olur. Salatalardan hamur işlerine, kahvaltıdan ızgara yemeklere, gün tabağından tatlı çeşitlerine kadar birçok farklı lezzeti menüsünde bulabiliyorsunuz. Geleneksel lezzetleri, Türk damak zevkine uygun olarak hazırlayıp modern sunumlar eşliğinde masanıza getiriyorlar.

 
 
Mekanın spesiyallerinin başında kahvaltısı geliyor. Zamane Kahvesi güne başlarken lezzetli alternatifler sunuyor. Mekanda standart bir kahvaltı yok. Menüden sizin seçtiklerinizle  kahvaltı masası donatılıyor.

Kahvaltının olmazsa olmazı peynir, zeytin, bal, kaymak, reçel çeşitleri, yumurta ve bunların dışında pişi, menemen, yumurtalı ekmek, patatesli yumurta ile kahvaltı tam bir şölene dönüşüyor.
 
 
Yumurtalı ekmek

Ankara'da çok farklı yerlerde kahvaltı yaptım ama yumurtalı ekmeğe rastlamamıştım. Kahvaltıda yumurtalı ekmek bulmak beni çok mutlu etti. Bir an için çocukluğuma döndüm ve annemin bayat ekmekleri değerlendirmek için yaptığı yumurtalı ekmekler geldi aklıma.

 
Menemen
 
 
Patatesli yumurta
 
Sofraya yumurtalı ekmekten sonra bir de patatesli yumurta gelince kahvaltımız tam anne kahvaltısı gibi oldu.
 

Sahanda sucuk
 
 
Burgu peynir
Ceviz ve kuru domates ile servis edildi.
 

 
 Kavurma
 
 
Ezine peyniri
 
İki hafta zeytinyağı, kuru domates, biberiye ve kekik ile dinlendirilmiş Ezine peyniri gerçekten çok lezzetliydi.
 

Domates, salatalık
 
 
 
Topi peynir
 
 

 Zeytin çeşitleri
Bademli, Antakya kırması, Bodrum'dan kalamata zeytin  kekik ve zeytinyağı ile marine edilmişti.
 
 
Bal, Kaymak
 

Ekmek çeşitleri

Yorum: Zamane Kahvesi'nde kendimizi evimizde gibi hissettiğimiz lezzetli ve özenli bir pazar kahvaltısı yaptık.

Fiyat: Menüden sizin seçtiklerinizle  kahvaltı masası donatılıyor. Bu nedenle kahvaltının sabit bir fiyatı yok. Bizim seçtiklerimizle değerlendirecek olursak kişi başı 30-35 TL gibi bir rakam ödüyorsunuz.
 
Adres: Kızılırmak Mah. Ufuk Üniversitesi Cd. Ambrosia AVM D: 18/1 ( Pelit Pastanesi yanı) Çukurambar/ Ankara

Tel : 0312 286 80 00
 
Devamı

Ciğerci Aytaç Ümitköy- Ankara



  "Ciğerlere Fısıldayan Adam" olarak ünlenen Ciğerci Aytaç'ın mekanındayız. Ankara'da son dönem popüler kebap mekanları arasında yer alan Ciğerci Aytaç'ın 1970'li yıllardan günümüze uzanan bir hikayesi var.

   Dededen, babadan ciğerci olan Aytaç Bey, geçmişten gelen tecrübenin üzerine yenilerini ekleyerek kendi tarzını yaratmış. Özellikler yaprak ciğer ve kayın mantarının sıra dışı sunumu ve Aytaç Bey'in masa başı showu oldukça iddialı.

  Menüde: Ciğer şiş, yaprak ciğer, kuzu sırt, Ali Nazik, Adana kebap, Urfa kebap gibi yöresel kebap çeşitlerinin yanı sıra beyaz et de mevcut.


 İkramlar

Masaya oturur oturmaz hemen servis edilen 10 çeşit meze ve sıcak lavaş  ikramı ile önce gözünüz sonra mideniz şenleniyor. Masadaki ikramlar 8 kişi için hazırlanmıştı.


Babagannuş, közde domates, biber, soğan, ezme salata, pişmiş ezme, mevsim salata, karışık turşu, mevsim yeşillikleri, sumaklı soğan, Aytaç Bey bize özel közde sarımsak da hazırlatmıştı.


Ciğer Şiş

Ciğerlerin pişme kıvamı yerinde ve kurutulmamış. Ciğer soğumasın diye azar azar sıcak olarak servis ediliyor. Bol sumaklı soğan ve kimyon ilavesi ile ciğerin lezzetine lezzet kattık ,lavaşa sararak afiyetle yedik.



Et Çöp Şiş - Ciğer Şiş

Et çöp şiş ve ciğer karışık olarak sipariş verip her iki lezzetin tadına bakmak mümkün.


Yaprak Ciğer

Yaprak ciğer bence mekanın başyapıtı niteliğinde. "Ben ciğer sevmem." diyenlerin bile severek yiyeceklerini düşünüyorum. Baharatlarla lezzetlendirilmiş olan yaprak ciğerin pişirme yöntemi de oldukça dikkat çekici. Vog tavada ve yüksek ısıda alevler arasında pişirilerek servis ediliyor.


Kuzu Sırt

Kuzu sırttan yapılan kebap da lezzetli ve içi suluydu. Etin tadı baharatla baskılanmamıştı. Bunun önemli olduğunu düşünüyorum. 


Kayın Mantarı

Bir mantar ancak bu kadar lezzetli pişirilebilir. Tavada yüksek ısıda sotelenen mantar masada servis anında kaşar peyniri ile ekstra lezzetlendiriliyor. Mutlaka deneyin derim.


Kuzu Şiş

Mekanda kırmızı et sevenlerin beğeneceği bir başka lezzet de kuzu şiş olacaktır. Küp küp doğranıp yağ parçaları ile şişe dizilen kuzu etleri de sulu ve lezzetli.


Hatay Künefesi


Fıstıklı Kadayıf

Yemek sonrası tatlı olarak Hatay künefesi ve fıstıklı kadayıf vardı. Tatlıların iç malzemesi bol, lezzetliydi. Ancak Ankara'da daha lezzetli künefeler yediğimi belirtmem lazım.

Yorum: Ciğerci Aytaç'ın yeni mekanında keyifli bir akşam geçirdik. Servis hızlı, ikramlar ve ana yemekler lezzetli. Fiyatlar makul. Mekanda küçük çocukların vakit geçirmesi için bir oyun parkı da mevcut.

Fiyat: Kebaplar 25-30 TL arası, yaprak ciğer 25 TL, kayın mantarı 9 TL, künefe 10 TL. Yemek sonrası gelen Dibek kahvesi ikram.

Adres: 2432. Cadde No:35/A Ümitköy/ Çankaya/ Ankara

Tel : 0312 236 18 80

www.cigerciaytac.com
Devamı

Beypazarı Gezi Notları - Ankara


Ankara'da yaşıyor ve hafta sonu şehirden biraz uzaklaşma niyetiniz varsa, Beypazarı bence iyi bir seçenek. Ankara'ya 90 km uzaklıktaki ilçe, kendine has mimarisi, yerel lezzetleri, bakır ve gümüş işçiliği, şehir merkezine yakınlığı ile yerli turistin son yıllarda uğrak yerlerinden biri.

Ankara- Sincan-Yenikent-Ayaş yolunu takip ederek Beypazarı'na ulaştık. Önce Beypazarı'na 4-5 km uzaklıktaki İnözü Vadisi'ni gezdik.


İnözü Çayı'nın oluşturduğu vadide birkaç tesisi bulunmakta. Burada yöresel lezzetlerin tadına bakmanız ya da yeşillikler içinde çayınızı yudumlayıp yorgunluk atmanız mümkün.


 Beypazarı gezimize Hıdırlık Tepesi'nden başladık.

Burası, ilçeyi tepeden görmek isteyenlerin uğrak yeri. Biraz manzarayı izledik, fotoğraf çekip aşağı indik.


İlçe merkezinde aracımızı park edip ilk olarak gümüşçüler çarşısını gezdik.


Beypazarı'nda kuyumculuk özellikle telkâri işçiliği önemli bir geçim kaynağı. Her dükkânda bin bir çeşit takı var. İki katlı çarşıda çok güzel gümüş takılar satılmakta.



   Beypazarı'nı farklı kılan özelliklerden biri de tarihi evleri ve konakları. Yol boyunca restore edilmiş konakları görmek mümkün. İlçede karakteristik özelliklere sahip 350 ev bulunuyormuş. Birçoğu otel olarak turizme hizmet veriyor.


Beypazarı denilince akla ilk gelenlerden biri de havuç. Burası en çok havuç üreten yerlerin başında geliyor. Çarşıda havuç suyu, havuç döneri, havuç lokumu bulmak mümkün. Havuç, ilçe ile öylesine özdeşleşmiş ki şehir meydanına bir havuç heykeli bile yapılmış.


Gümüşçüler çarşısından sonra rotamızı Alladin sokağa çevirdik. Sokakta karşılıklı ve yan yana dizilmiş dükkânlar var. Bakır işleri, gümüş, baklava, havuç suyu, baharat, erişte, Beypazarı kurusu gibi yiyeceklerin satıldığı çarşıda yol boyunca satıcılar size pestil, cevizli sucuk, kurutulmuş meyve ikram edip dükkânlarına davet ediyorlar.

Ben de Beypazarı kurusu ve kurutulmuş sebzelerden almayı ihmal etmedim. Çarşıda dikkat çeken özelliklerden biri de satıcıların çoğunun kadın olması. Beypazarı Belediyesi kadınları üretime katmak için birçok meslek edindirme kursu düzenlemiş ve kendi yerlerini açması için teşvik etmiş.


Çarşının sonuna geldiğimizde Taş Mektep ile karşılaştık. Buraya gelmeden önce internette küçük bir araştırma yapmıştım. Yemek için burayı önerenler oldukça fazlaydı.


                   Restoranda  yöresel lezzetlerden oluşan Beypazarı menüsünü istedik.
Tarhana çorbası, etli yaprak sarma, güveç, baklava, ayran ve salata.

Yemek tam bir hayal kırıklığı idi. Pirinç, sebze ve et karışımından yapılan güveç (etli pilav) soğuk ve lezzetsizdi.


 Yöreye ait 80 kat cevizli baklava ise çok sertleşmişti. Sadece çorba ve etli yaprak sarma güzeldi. 


Yemek sonrası çayımızı Taş Mektebe 200 metre uzaklıktaki Halkevi bahçesinde içtik.



Halkevi'nin konumu, manzarası ve çayı oldukça güzeldi.


Bir sonraki durağımız "Yaşayan Müze"

Beypazarı eşrafından tüccar Katırcıoğlu Ali'nin torunu, Büyük Abbas Ahmet'in oğlu Abbaszade Mustafa Efendi tarafından 19.yüzyılda  yapılmış yan yana iki konaktan biri, bugün Yaşayan Müze olarak kullanılıyor. Türkiye'de yeni bir müzecilik anlayışının tek örneği olan Abbaszade konağı, Osmanlı dönemi mimarisi yapısını taşıyor.


Yaşayan Müze giriş ücreti 6 TL. Aynı bilet ile Türk Hamamı Müzesi de gezilebiliyor.
Girişte sizi yöresel kıyafetler içindeki kadın rehberler karşılıyor ve konağın hikayesini anlatıyor.
Konaktan içeri girdiğinizde, her oda da farklı rehber ve etkinlikler ile karşılaşıyorsunuz.
 
Konağın odalarının birinde 10 TL karşılığı ebru sanatını deneyebiliyorsunuz.


Yine konağın başka bir odasında 15 TL karşılığında kurşun döktürebilirsiniz.


Konağın üst katında oturma odası, gelin odası, banyo mevcut. Bu katta da rehber size eşlik ediyor ve bazı deyimlerin dilimize nasıl yerleştiği hakkında bilgi veriyor.



Yaşayan Müze'den ayrılıp 200-300 metre aşağıdaki Türk Hamamı Müzesi 'ne geldik.


Türk hamam ve temizlik kültürünü belgeleme, koruma ve geleceğe aktarma düşüncesiyle kurulmuş. Bir kasaba hamamı olarak 16. yüzyılda inşa edilmiş.

Gezimize biraz ara verip dinlenmek için yer ararken ağustos ortasında öyle bir dolu ve yağmur bastırdı ki gezimizi sonlandırmak zorunda kaldık.

Bir daha gelirsek  Kent Müzesi, Cahide Gürsoy Müze Evi gezilecek yerler arasında olacak.

Devamı