Özsüt Çukurambar - Ankara


Özsüt' ün hikayesi, 1938 yılında İzmir'de Sefer Usta'nın kaymak ve yoğurt imalatı ile başlamış. 56 yıl boyunca tek şube ile çalışan mekan 1996' dan sonra Türkiye'nin bir çok yerinde şube açmaya başlamış ve menüyü de zenginleştirmiş.
 
Başlangıçta sadece yoğurt, kaymak, sütlü tatlı üretirken bugün Özsüt' ün menülerinde kendi üretimleri çikolata, şerbetli tatlılar, lokum, makaron, unlu mamuller, dondurma  ve dünya mutfağından yemekler bulmak mümkün.
 
Benim için ve eminim ki bir çok kişi için Özsüt 'ü farklı kılan ürünlerinde taze günlük süt kullanmaları, koruyucu madde, gıda boyası, fruktoz içeren mısır şurubu, koruyucu katkı madde kullanmadıkları iddiası. 

 

 Özsüt' ün oldukça büyük ve ferah bir iç mekanı var.
Dekorasyonu belli bir tarza sahip. Kullanılan renkler, aksesuarlar oldukça zevkli.
 

 Diğer şubelerden farklı olarak bu şubede, Özsüt Mutfak Atölyesi  ve paketli özsüt ürünlerinin satışa sunulduğu shop&shop köşesi yer alıyor.
 

 Özsüt Mutfak Atölyesi'ne bayıldım . Ev mutfağı gibi döşenmiş. Yakın zamanda ben de workshoplardan birine katılmayı planlıyorum.
 
 
Hafta sonu burada bulunma nedenimiz kahvaltı yapmak.
Menü 'de iki çeşit kahvaltı mevcut. Biz Özsüt' ün Ege Kahvaltısını denemek istedik. Ürünlerin hepsinin yöresel olması cazip geldi.

 Karadut reçelli lor peyniri.
 
Çocukluğumda Bandırma'ya çok gider, Bandırma pazarından lor ve karadut reçeli alıp yemeğe bayılırdık. Özsüt' ün menüsünde bu ikiliyi görmekten çok mutlu oldum.
 
 
Ezine koyun peyniri, İzmir teneke tulum peyniri.
Miktar ve lezzet olarak tatmin edici.
 

Edremit yeşil zeytini, Ayvalık sele zeytini.
Ayvalık sele zeytinin rengi kalitesinin göstergesi bence.


 Frambuaz reçeli

 
Özsüt kaymağı, Marmaris çam balı
 
 
Domates-salatalık-biber-sızma zeytinyağı.


 Salam
 
Ege kahvaltısına  tek uymayan yiyecek bence salamdı. Salam yerine kahvaltıya bir dilim börek, İzmir gevreği ya da kuru- yaş meyveler ilave edilirse daha güzel olur diye düşünüyorum.
 
 
 Sahanda yumurta
Yağı biraz daha fazla olabilirdi.

 
 Özsüt' ün ödüllü pastası "Özsüt' ün Aynası"
 
Kahvaltıya dahil olmayan bu pastayı ekstra sipariş ettik.
 
İçerisinde çikolatalı genoise kek, yaban mersinli özel mousse, yaban mersinli krema ve şeftali parçacıkları vardı. Hafif ve enfes bir lezzet.
 
 
 Kahve ile final.
 
Yorum: Pazar sabahı istediğiniz şey açık büfe kahvaltıda  "ne yiyeceğim" kararsızlığını yaşamadan  sade bir kahvaltı yapmaksa Özsüt' ün Ege kahvaltısını tercih edebilirsiniz. Çeşit çok değil ancak sunulan her şey lezzetli ve kaliteli.
 
Fiyat: İki kişilik serpme Ege kahvaltısı, sınırsız çay ile birlikte 40 TL. Bir dilim Özsüt' ün Aynası pasta 9.50 TL, Türk kahvesi 5 TL
 
Adres: Kızılırmak Mahallesi, 1525. Cadde, 29K Hayat Sebla Evleri altı Çukurambar / Ankara
 
 
 
 
 
Devamı

Biscottimia'da Yaza Merhaba Buluşması - Ankara



 Hafta sonu Ankaralı bologgerlar "trendyandfriendly" sevgili Nilgün' ün  düzenlediği #ankaralıbloggerlaryazamerhaba etkinliğinde bir araya geldik. İki ay önce Nilgün'den davet aldığımda çok mutlu oldum. Büyük çoğunluğunu makyaj bloggerlarının oluşturduğu bir etkinliğe katılmanın renkli ve eğlenceli olacağından emindim...
 

Sevgili Nilgün'ün bu gün için çok yorulduğunu ve emek harcadığını biliyorum. Mekan seçimi, firma görüşmeleri, bizleri için hazırlanmış sürprizler vs. Bu kadar hazırlıktan sonra ortaya çıkan iş tabi ki mükemmeldi.

 
Etkinlik mekanı olarak Biscottimia seçilmişti. Uğur Mumcu Caddesi' nde bulunan Biscotti, İtalyanca 'da "kurabiye" anlamına geliyormuş. Mekanın işletmecileri İrem, Merve ve Ahmet Gültan kardeşler konsepti oluştururken  dikkat çekici ama sade, ürün çeşitliliğiyle hem Türk insanına hitap eden hem de diğer pastane ve fırınlarda rastlanmayacak ürünleri "ev yapımı" kıvamında sunma fikrine sadık kalmışlar.
 
Biscottimia'da ürünler; Türk, Fransız, İtalyan, Alman ve Amerikan tariflerini içeriyor. Poğaçalar, ekmek ve sandviçler, panini çeşitleri, tartlar, kurabiyeler, brownie, cheesecake, tiramisu gibi tatlılar, muffin ve kekler ürün yelpazesini oluşturuyor. 
 
 Benim tercihim Tavuklu-pesto soslu- kuru domatesli sandviç oldu. Sıcak sunulan sandviç oldukça lezzetli ve malzemesi boldu. 
 
 
Etkinlik Nilgün'ün doğum günü ile aynı güne denk gelince neşemiz iki kat arttı. Biscottimia'nın hazırladığı bu nefis pasta kesildi, afiyetle yendi. Nice yaşlara Nilgün...
 
 
Sıra geldi Nilgün'ün bizim için hazırladığı hediyelerin çekiliş ile dağıtılmasına. Ben şansımı 10 numara ile denedim.
 
 
İşte on numaranın şansına çıkan hediyem. Keramika'dan pasta takımı.
 
 

 Bu da  diğer firmaların gönderdiği hediyeler.

Başta bu etkinliği düzenleyen sevgili Nilgün 'e, etkinliğe destek veren  blogger dostu firmalara çok teşekkür ederim. Sevgiyle kalın...

MuratBey Gıda    http://www.muratbey.com.tr/
 
Erişler Gıda    http://erislergida.com.tr/

Nutella      http://www.nutella.com.tr/tr/

Keramika Shop http://www.keramikashop.com/

Apolena Home    http://shop.apolena.com/


Dermalogica Türkiye    http://www.dermalogica.com.tr/




Hc Hair Care    http://www.sacbakim.com/



Tanaçan Kozmetik   http://www.tanacan.com/
 
Devamı

Van Gezi Notları

 
Bizim gibi tatil rotanızı Doğu Anadolu'ya çevirmeyi ve Van'a gitmeyi düşünüyorsanız sürprizlere hazırlıklı olun.  Bütün tarihi ve doğal güzelliklerini sinesine toplamış, Urartu Medeniyeti' ne başkentlik yapan Van, köklü kültürü ile sizi kendisine hayran bırakacak.
 
Van Gölü, Akdamar Adası, Van kedi evi, Muradiye şelaleleri, Van kalesi, Çavuştepe kalesi, Hoşap kalesi, kaplıcaları, peribacaları, göreceklerinizden bazıları.
 
Doğu Anadolu'nun nüfus bakımından en büyük ili Van'a gitmeyi 3 yıl önce planlamıştık. Ancak Van depremi nedeniyle gezimizi ertelemiştik. 2013 Aralık ayında, 13 arkadaş Anadolu Jet'in promosyonlu biletlerinden alarak beklemeye başladık.
 
Biletleri almamızın üzerinden 6 ay geçti ve nihayet yollara düşme vakti geldi. Esenboğa Havalimanı'ndan kalkan uçağımız 1 saat 35 dakika sonra Ferit Melen Havalimanına indi.

1. GÜN

Birinci gün programımız: Süphan Kahvaltı Salonu - Van kedi evi - Van kalesi - Edremit sahil - Rus pazarı - Hacıoğlu Kebapçı


Van'ı ve çevresini rahat gezebilmek için gelmeden önce araç kiraladık. Şoförümüz Kasım Bey bizi havalimanından alarak 3 gün boyunca konaklayacağımız Van -Şişli Öğretmenevine getirdi.
 
Van -Şişli Öğretmenevi, Van depreminde kaybettiğimiz 73 öğretmenimizin anısına Şişli belediyesi tarafından yapılmış. Odalar oldukça büyük, temiz ve fiyatları uygun ( kamu çalışanları 40 TL). Çantalarımızı odalarımıza yerleştirip hemen kendimizi dışarı attık.


Dışarıda güneşli ve sıcacık bir hava, keyfimiz yerinde. Ancak herkesin karnı aç. Van Kahvaltısı hayali kuran ekip yola aç çıkmış. Son yıllarda Van, doğal güzelliklerinin yanı sıra kahvaltısıyla da adını sıkça duyurur oldu. Büyük şehirlerde bir çok restoranda  Van Kahvaltısı menülere girdi bile.
 
Şoförümüz Kasım beyin önerisi ile Süphan kahvaltı salonunda soluğu aldık. Türk kahvaltısı her yerde aşağı yukarı aynıdır. Van kahvaltısını farklı kılan, her kahvaltıda sofrada gördüğünüz peynir, tereyağı, kaymak, zeytin, ekmek gibi ürünlerin en doğal ve taze halleri ile Van'da üretiliyor olması. Bir diğer özelliği de Doğu Anadolu'nun çok iyi bildiği ancak bizim çok aşina olmadığımız lezzetlerin kahvaltıda yenmesi.
 
Bakalım meşhur Van kahvaltısında neler var?  Özel Van pidesi, kuru cacık, otlu peynir, murtuğa, kavut, manda kaymağı, karakovan balı, zeytin, kavurmalı yumurta.
 

Karnımız doydu gözümüz yolda. Şehir merkezine 10 dakikalık mesafede, Van 100. Yıl Üniversitesi Kampüsü içinde Van kedilerinin neslini korumak için kurulan kedi evindeyiz. Giriş ücreti 1 TL.

 
Van'ın simgelerinden Van kedisi, gözleri mavi veya kehribar rengi ya da gözlerden biri mavi diğeri kehribar olabilen, nadide bir kedi ırkı. Çok iyi yüzücü ve temizliğe çok düşkün olmaları diğer özellikleri.

 
Kedi evi  içinde bir çok bölüm var. Yeni doğum yapan kedi odaları, dişi kedi odası, erkek kedi odası gibi.
 
 
 Van Kalesi
 
Şehir merkezine 5 km mesafede olan kale, Urartulardan kalan ve tarihi MÖ. 885'e uzanan çok güzel bir yapı. 10 dakikalık bir tırmanıştan sonra kalenin en tepesindeyiz.
 
 
 Manzara muhteşem. Bir yanınızda Van gölü, diğer yanınızda Van şehri. Kalenin altında dinlenebileceğiniz çok güzel bir de çay bahçesi var. Kaleye giriş ücreti 5 TL Müze kartı olanlara ücretsiz.

 
 Kaleye tırmanış bizi biraz yordu. Dinlenmek ve göl havası solumak için şehir merkezine çok yakın konumdaki Edremit ilçesindeki parktayız. Bir an kendimi Akdeniz ya da Ege kıyısında gibi hissetim. Park cıvıl cıvıl. Parkın içinde restoran , çay bahçesi ve çocuklar için oyuncaklar var.


Yöre halkı Van Gölü'ne Van Denizi diyor. Çok da haklılar bu deyimi kullanmakta. Kara yolu ile çevresi 430 km olan göl adeta bir deniz görünümünde. Van Gölü dünyanın en büyük sodalı gölü olmasının yanı sıra Türkiye'nin de en büyük gölü unvanına sahip. 
 

Araç şoförümüzün tavsiyesi ile son durağımız Rus pazarı. Birbirine paralel üç sokaktan oluşan pazarda çok çeşitli ürünler var. Kahve takımları yemek takımları, fularlar, başörtüleri, parfümler, İran'dan gelen çay, hurma, şeker vb. ürünler mevcut. Uygun fiyata hediyelik eşya almak için ideal bir yer.


 Rus pazarı kapısında rastladığımız bu yiyeceğin adı Işkın diğer adı ile dağ muzu. Şehrin bir çok yerinde seyyar tezgahlarda satılıyor. Tadı biraz ekşi, soyularak yeniyor.
 

Akşam yemeği içi tercihimiz Edremit yolu girişindeki Hacıoğlu Kebapçı. Ayran aşı, Adana kebap ve çiğ köfte gezi üyeleri tarafından çok beğenildi.
 
2. GÜN
 
İkinci gün programımızda Sütçü Fevzi'de kahvaltı, Muradiye şelaleleri, Doğubayazıt ilçesi ve İshak Paşa Sarayı var.
 
 
Sütçü Fevzi Kahvaltı Salonu'nu Mehmet Yaşin'in programında izlemiştim. Oldukça talep gören bir yer. Turist gruplarının uğrak noktası. Ancak İşletmecilik anlayışından memnun kalmadık. İki kişilik masaya da aynı servis yapılıyor 6 kişilik masaya da. Kahvaltı fiyatı kişi başı 17.50 TL. Ekstra istediğimiz bir peynir tabağı ve kavurmalı yumurta için 25 TL hesaba eklenmişti. Çok isim yapmış yerlerden uzak durmak gerektiğini bir kez daha anlamış olduk.

 
Van merkezden 80 km uzaklıktaki  Muradiye şelalelerindeyiz.
 
Muradiye İlçesi'nde, Tendürek Dağı'ndan kaynağını alan Bendi Mahi Çayı'ndaki Muradiye Şelalesi gerçekten görülmeye değer bir yer. Grup hemen paçaları sıvayıp Bendi Mahi Çayı'na indi. Şelalenin girişinde piknik yapabileceğiniz bir alan oluşturulmuş. Şelaleye giriş ücreti 1 TL
 

Bendi Mahi Çayı'ndan geçmek için bir asma köprü kurulmuş. Doğal güzelliği, ağaçlık bir alan içinde sesiz ve huzur veren bir yer burası.
2 saatlik yolculuk sonrası Ağrı Doğubayazıt  İlçesi İshak Paşa Sarayı'ndayız. Kültür Bakanlığı'na bağlı olduğu için müze kart geçerli. Kartınız yoksa giriş ücreti 5 TL


İshak Paşa Sarayı, Ağrı Dağı'nın yakınında, Doğubayazıt'ın 5 kilometre uzağında bulunan Bey kalesi. 116 odalı sarayda türbe, cami, surlar, iç ve dış avlular, divan ve harem salonları, koğuşlar bulunuyor.
 


İshak Paşa Sarayı İstanbul Topkapı Sarayı'ndan sonra son Osmanlı İmparatorluğu'nun Lale Devri'ndeki son büyük anıt yapısı.
 
 
 İshak Paşa Sarayı'ndan sonra Doğubayazıt sokaklarında biraz dolaşıp, İran'dan gelen hurmalardan ve çaylardan alıp Van'a dönüş için yola çıktık. 


İnci Kefali
 

Akşam yemeği için  yol üstündeki Muradiye Şelalesi'ndeki Vadi Restoran'ı tercih ettik.Van'a  gelip "İnci Kefali" yemeden dönmek olmazdı. Dünyada sadece Van Gölü'nün tuzlu ve sodalı suyunda yaşayan tek balık türü.
 

3. GÜN

Üçüncü gün programı: Akdamar- Gevaş- Havalimanı-Eve dönüş

 
Van'da üçünü günümüze Van-Şişli Öğretmen evinde kahvaltı yaparak başladık. Bu gün benim için en heyecanlı gün. Çünkü buraya gelirken en çok Akdamar'ı merak ediyordum.
 
 
 
Ada deniz motorlarıyla 20 dakikalık keyifli bir yolculuk sonrası Akdamar Adası üzerindeki Ermeni kilisesindeyiz.
 



Akdamar Adası'ndaki Surp Haç klisesi, Kudüs'ten İran'a kaçırıldıktan sonra 7. yüzyılda Van yöresine getirildiği rivayet edilen Hakiki Haç'ın bir parçasını barındırmak amacıyla Kral I. Gagik' in emriyle 915-921 yıllarında inşa edilmiş.  
 

Adanın güney doğusuna kurulmuş olan kilise, mimari açıdan Ortaçağ Ermeni sanatının en parlak eserleri arasında sayılıyor. Kızıl andezit taşından inşa edilmiş olan kilisenin dış cephesi, alçak rölyef şeklinde işlenmiş zengin bitki ve hayvan motifleriyle ve Kutsal Kitap'tan alınma sahnelerle bezenmiştir. Kilise bu özelliğiyle de Ermeni mimari tarihi içinde eşsiz bir konuma sahip.


Doğudaki birçok başka Ermeni anıtı ile birlikte Akdamar Kilisesinin de 1951'de hükümet emriyle yıkımı kararlaştırılmış, 25 Haziran 1951'de başlatılan yıkım çalışması o dönemde genç bir gazeteci olan ve tesadüfen olaydan haberdar olan Yaşar Kemal'in müdahalesiyle durdurulmuştur.
 
 
Adanın en yüksek noktasından kilisenin fotoğrafı.
 
Yıllarca bakımsız kalan kilise 2005-2007 yıllarında Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde, Türkiye Ermenileri ve komşu Ermenistan ile ilişkilerin geliştirilmesine yönelik bir adım olarak, 1.5 milyon dolar harcanarak restore edilmiş.


Adada badem ağaçları altında bir şeyler yiyip içebileceğiniz bir de kafe var.
 
 
Van Gürpınar ilçesi Çavuştepe Kalesi'ndeyiz.
 
Çavuştepe Kalesi Van'a 25 Gürpınar'a 10 km uzaklıkta. Kalenin bekçisi dünyada Urartuca bilen üç kişiden biri. Bu kale Urartu Karalı II: Sarduri'nin MÖ. 764-735 yılları arasından yaptırılmış aşağı ve yukarı olmak üzere iki bölümden oluşuyor.
 

 
3 günlük gezi programımızı tamamladık ve eve dönüş zamanı. Son bir kez Van'a bakıyorum ve bana düşündürdükleri : Burası özel bir yer. Şartlar zor olsa da ilişkiler dibine kadar gerçek ve samimi.

Umarım hepinizin bir gün buraları görme şansı olur ve kendi doğu masalınızı kendiniz yazarsınız...



Devamı