Gölcük Tabiat Parkı - Bolu





Günübirlik veya hafta sonu şehir atmosferinden biraz uzaklaşmak isterseniz Aladağlar eteğindeki Gölcük Tabiat Parkı tam size göre.

Ankara- İstanbul yönünden otobana girdiğinizde 2-2.5 saat süren kısa bir yolculuktan sonra Bolu'ya ulaşıyorsunuz. Bolu-Doğu şehir girişinden otobandan çıkış yapıp, Karacasu-Gölcük-Seben-Kıbrıscık yolunu takip ederek Gölcük'e varıyorsunuz. Şehir merkezi ile Gölcük tabiat parkı arası 13 kilometre. 

Gölcük bir vadinin içine gizlenmiş muhteşem bir doğa harikası. Burası, Bolu merkeze çok yakın olması nedeniyle yöre halkı tarafından mesire ve piknik yeri olarak kullanılıyor. Ankara ve İstanbul'dan gelenlerin de doğayla baş başa kalmak, temiz hava almak, yürüyüş yapmak için tercih ettikleri bir yer. 


Gölcük Tabiat Parkı girişindeki otoparka aracımızı bırakıp çevreyi keşfe çıktık. 

Otopark alanının hemen yanında küçük bir market var. Buradan yiyecek ve hediyelik eşya satılmakta.


Yolun devamında piknik yapmak isteyenler için ayrı bir bölüm oluşturulmuş. Parkın diğer bölümlerinde ateş yakıp, mangal yapmak yasak.


Piknik alanının tam karşısında bir restoran bulunmakta.

Burada yöresel lezzetlerin tadına bakmak mümkün.


Yürüyüş parkuruna girer girmez bu manzara sizi karşılıyor. Yeşilin her tonunun hakim olduğu, sarıçam ve göknar ağaçları ile çevrili gölün manzarası muhteşem.

Gölün çevresindeki tek yapı fotoğraftaki Orman Bakanlığı'na ait misafirhane.



Göl çevresi 1320 metre. Yürüyüş yolunun tamamı parke taşı ile döşenmiş. Yolun bir tarafı orman diğer tarafı nilüfer çiçekleri ile bezenmiş göl manzarası. Çevrede sessizliği bozan tek şey kuş sesleri. Çünkü bu yola araç ile giriş yasak. 

Normalde göl çevresini 30 dakikada yürümek mümkün. Ancak benim göl çevresi yürüyüşüm sık sık fotoğraf molaları ile kesildiği için biraz daha uzun sürdü.


Gölün çevresine yürüyüş molası ve dinlenmek için masalar yapılmış.



Gölün belli noktalarına bu muhteşem manzarayı fotoğraflamak için özel yerler yapılmış.


"Ben yürümek istemiyorum." diyenler için bu aracı kiralamak mümkün. Ancak bu aracın, bu güzel ve doğal ortama uymadığını düşünüyorum.

Gölün çevresini tam tur yürüdükten sonra girişteki kafenin hamaklarında dinlenip bir şeyler yiyebilirsiniz.


Yemek üzerine bir de bu çaydan içtiyseniz Ankara'ya dönüş için hazırsınız demektir...

Devamı

Beypazarı Gezi Notları - Ankara


Ankara'da yaşıyor ve hafta sonu şehirden biraz uzaklaşma niyetiniz varsa, Beypazarı bence iyi bir seçenek. Ankara'ya 90 km uzaklıktaki ilçe, kendine has mimarisi, yerel lezzetleri, bakır ve gümüş işçiliği, şehir merkezine yakınlığı ile yerli turistin son yıllarda uğrak yerlerinden biri.

Ankara- Sincan-Yenikent-Ayaş yolunu takip ederek Beypazarı'na ulaştık. Önce Beypazarı'na 4-5 km uzaklıktaki İnözü Vadisi'ni gezdik.


İnözü Çayı'nın oluşturduğu vadide birkaç tesisi bulunmakta. Burada yöresel lezzetlerin tadına bakmanız ya da yeşillikler içinde çayınızı yudumlayıp yorgunluk atmanız mümkün.


 Beypazarı gezimize Hıdırlık Tepesi'nden başladık.

Burası, ilçeyi tepeden görmek isteyenlerin uğrak yeri. Biraz manzarayı izledik, fotoğraf çekip aşağı indik.


İlçe merkezinde aracımızı park edip ilk olarak gümüşçüler çarşısını gezdik.


Beypazarı'nda kuyumculuk özellikle telkâri işçiliği önemli bir geçim kaynağı. Her dükkânda bin bir çeşit takı var. İki katlı çarşıda çok güzel gümüş takılar satılmakta.



   Beypazarı'nı farklı kılan özelliklerden biri de tarihi evleri ve konakları. Yol boyunca restore edilmiş konakları görmek mümkün. İlçede karakteristik özelliklere sahip 350 ev bulunuyormuş. Birçoğu otel olarak turizme hizmet veriyor.


Beypazarı denilince akla ilk gelenlerden biri de havuç. Burası en çok havuç üreten yerlerin başında geliyor. Çarşıda havuç suyu, havuç döneri, havuç lokumu bulmak mümkün. Havuç, ilçe ile öylesine özdeşleşmiş ki şehir meydanına bir havuç heykeli bile yapılmış.


Gümüşçüler çarşısından sonra rotamızı Alladin sokağa çevirdik. Sokakta karşılıklı ve yan yana dizilmiş dükkânlar var. Bakır işleri, gümüş, baklava, havuç suyu, baharat, erişte, Beypazarı kurusu gibi yiyeceklerin satıldığı çarşıda yol boyunca satıcılar size pestil, cevizli sucuk, kurutulmuş meyve ikram edip dükkânlarına davet ediyorlar.

Ben de Beypazarı kurusu ve kurutulmuş sebzelerden almayı ihmal etmedim. Çarşıda dikkat çeken özelliklerden biri de satıcıların çoğunun kadın olması. Beypazarı Belediyesi kadınları üretime katmak için birçok meslek edindirme kursu düzenlemiş ve kendi yerlerini açması için teşvik etmiş.


Çarşının sonuna geldiğimizde Taş Mektep ile karşılaştık. Buraya gelmeden önce internette küçük bir araştırma yapmıştım. Yemek için burayı önerenler oldukça fazlaydı.


                   Restoranda  yöresel lezzetlerden oluşan Beypazarı menüsünü istedik.
Tarhana çorbası, etli yaprak sarma, güveç, baklava, ayran ve salata.

Yemek tam bir hayal kırıklığı idi. Pirinç, sebze ve et karışımından yapılan güveç (etli pilav) soğuk ve lezzetsizdi.


 Yöreye ait 80 kat cevizli baklava ise çok sertleşmişti. Sadece çorba ve etli yaprak sarma güzeldi. 


Yemek sonrası çayımızı Taş Mektebe 200 metre uzaklıktaki Halkevi bahçesinde içtik.



Halkevi'nin konumu, manzarası ve çayı oldukça güzeldi.


Bir sonraki durağımız "Yaşayan Müze"

Beypazarı eşrafından tüccar Katırcıoğlu Ali'nin torunu, Büyük Abbas Ahmet'in oğlu Abbaszade Mustafa Efendi tarafından 19.yüzyılda  yapılmış yan yana iki konaktan biri, bugün Yaşayan Müze olarak kullanılıyor. Türkiye'de yeni bir müzecilik anlayışının tek örneği olan Abbaszade konağı, Osmanlı dönemi mimarisi yapısını taşıyor.


Yaşayan Müze giriş ücreti 6 TL. Aynı bilet ile Türk Hamamı Müzesi de gezilebiliyor.
Girişte sizi yöresel kıyafetler içindeki kadın rehberler karşılıyor ve konağın hikayesini anlatıyor.
Konaktan içeri girdiğinizde, her oda da farklı rehber ve etkinlikler ile karşılaşıyorsunuz.
 
Konağın odalarının birinde 10 TL karşılığı ebru sanatını deneyebiliyorsunuz.


Yine konağın başka bir odasında 15 TL karşılığında kurşun döktürebilirsiniz.


Konağın üst katında oturma odası, gelin odası, banyo mevcut. Bu katta da rehber size eşlik ediyor ve bazı deyimlerin dilimize nasıl yerleştiği hakkında bilgi veriyor.



Yaşayan Müze'den ayrılıp 200-300 metre aşağıdaki Türk Hamamı Müzesi 'ne geldik.


Türk hamam ve temizlik kültürünü belgeleme, koruma ve geleceğe aktarma düşüncesiyle kurulmuş. Bir kasaba hamamı olarak 16. yüzyılda inşa edilmiş.

Gezimize biraz ara verip dinlenmek için yer ararken ağustos ortasında öyle bir dolu ve yağmur bastırdı ki gezimizi sonlandırmak zorunda kaldık.

Bir daha gelirsek  Kent Müzesi, Cahide Gürsoy Müze Evi gezilecek yerler arasında olacak.

Devamı

Pakmaya İle Serin Lezzetler Etkinliği - Ankara


Gıda sektörünün seçkin markalarından Pakmaya, Ankara'da bloggerların katılımı ile keyifli bir puding etkinliği gerçekleştirdi.

Pakmaya bir süredir sadece maya markası olmanın çok ötesine geçti. Sunduğu zengin ve lezzetli ürün yelpazesi (pişirme yardımcıları, Türk tatlıları, puding çeşitleri) ile mutfakların vazgeçilmezleri arasında yerini aldı.

Pakmaya puding etkinliğinde bloggerlar olarak kendi seçtiğimiz tarifleri Pakmaya'nın farklı tatlardaki pudingleri ve pişirme yardımcıları ile hazırladık. 



Tariflerin hazırlanmasının ardından, iştah kabartan bir masa hazırlayarak hep birlikte tadıma geçtik. Tadım kısmında İstanbul ve Ankara'dan Pakmaya yetkilileri  ve Pakmaya pasta şefi de bize eşlik etti. 




 Ben etkinlikte vanilyalı puding kullanarak vişne pelteli muhallebi hazırladım.
@sevgiylegeziyorum 



İnci hanım @incitadinda
Bitter çikolatalı puding dolgulu galet kurabiye hazırladı.



Süheyla Hanım @süheyla_mutfakta
Çikolatalı puding ile bisküvili pasta hazırladı.


Canan Hanım @instakekik
Antep fıstıklı puding ile kek yaptı. 


Tuğba Hanım @tarifsepetim
Vanilyalı puding kullanarak magnolia hazırladı.


Ayşegül Hanım @ankaraetkinlik
Puding dolgulu cheesecake yaptı.


Gözde Hanım @lezzetduragi321
Çilekli puding kullanarak kurabiye yaptı.

Birbirinden lezzetli bu tarifler için arkadaşlarımın blog adreslerini ya da instagram adreslerini ziyaret edebilirsiniz.



Bu keyifli etkinlik  ve hediye sepeti için Pamaya yetkililerine çok teşekkür ederim. 
Devamı

Chef Akademi Mutfak Atölyesi - Ankara



 Blog yazmanın keyifli yanlarından biri de bloggerlar için düzenlen etkinliklere katılmak olsa gerek. Geçtiğimiz ay içerisinde Chef Akademi  bloggerlar için birbirinden eğlenceli ve öğretici etkinlikler düzenledi. Etkinliklerden önce sizlere biraz Chef Akademi'den söz etmek istiyorum.

Ankara'nın ilk gastronomi okulu olma özelliğini taşıyan ve  "Mutfakta Her Şey "sloganı ile yola çıkan atölyede çok güzel işler yapılıyor.

Chef Akademi profesyonel aşçı adayları yetiştirmenin yanı sıra, haftanın belli günleri  mutfak tutkunları için hobi amaçlı yemek yapımının uygulandığı workshop düzenlemekte. 4 haftalık hobi programlarında Dünya mutfağı ( İtalyan, Fransız, Meksika, Uzak Doğu) ve Anadolu mutfakları işlenmekte. Akşam ya da hafta sonları öğlen düzenlenen bu etkinlikler 3 saat sürüyor. Başlangıç, ara sıcak, ana yemek ve tatlı olmak üzere 4 çeşit yemek yapılıyor.

Ben de haziran, temmuz ayları içinde Chef Akademi Mutfak Atölyesi' nde 3 etkinliğe katıldım ve çok eğlendim.


İlk etkinlik  Chef Akademi'nin kurucusu  Şef Ali Açıkgül' ün organizasyonu ile Bilkent Statiton'nın ev sahipliğinde düzenlenen makarna atölyesiydi.


Önce ikişerli guruplar oluşturduk. Şeflerin yardımı ile hamuru yoğurduk. Ardından makinada hamuru incelttik ve 4 çeşit makarna hazırladık.

 
En keyifli anlardan biri de yaptığımız makarnaların tadına bakmak ve Bilkent Station içindeki izleyicilere dağıtmak oldu.


Chef Akademi'nin ikinci etkinliği  Çayyolu şubesinde balık ve balık mezeleri etkinliğiydi.
     
Etkinlikte börülce salatası, mütebbel, roka salatası ve patatesli levrek buğlama yaptık.


Üçüncü etkinlik Chef Akademi Çankaya şubesinde gerçekleşti.

Ramazan Bayramı öncesi blogger arkadaşlarla birlikte şekerpare, meyveli ve sade muhallebi yaptık.



Sizler de stresten uzak, 3 saat eğlenceli vakit geçirip mutfağa dair yeni şeyler öğrenmek isterseniz Chef Akademi Çankaya ve Çayyolu şubelerine uğrayabilirsiniz. Etkinlik ücretleri İstanbul ile kıyaslandığında oldukça uygun.



Adres
:
Nenehatun Cad. No: 122/2 (Ankev binası) Çankaya - ANKARA
Telefon
:
+90 312 436 49 49
+90 530 073 58 35

Adres         :Ahmet Taner Kışlalı Mah. 2866 Sok. No:29/C Ümitköy - Çankaya - ANKARA
Telefon
:
+90 532 798 60 00
+90 312 240 54 53
 instagram @chefakademi , @chefaliacikgul

Devamı